2019, Cilt 35, Sayı 1, Sayfa(lar) 037-043
Mastitisli sığır sütlerinden Enterococcus durans ve Enterococcus hirae’nin izolasyon ve identifikasyonu
Elif Kaya1, Süheyla Türkyılmaz2
1Aydın Adnan Menderes Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Aydın, Türkiye
2Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Aydın, Türkiye
Anahtar Sözcükler: Enterococcus durans, Enterococcus hirae, mastitis, polimeraz zincir reaksiyonu
Görüntülenme Sayısı:2171 - İndirilme Sayısı: 847

Amaç: Bu çalışmada, çok yüksek 16S rRNA benzerliği nedeniyle birbiriyle sıklıkla karıştırılan Enterococcus durans ve Enterococcus hirae’nin mastitisli sığır süt örneklerinden izolasyon ve identifikasyonu ayrıca izolatların antibiyotik dirençlilik profillerinin belirlenmesi amaçlandı.

Gereç ve Yöntem: Çalışma materyalini 620 klinik veya subklinik mastitisli süt örneği oluşturdu. Enterokok izolasyonu klasik konvansiyonel yöntemler ve selektif besiyerleri kullanılarak gerçekleştirildi. Cins ve tür düzeyinde identifikasyonlar polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) ile doğrulandı. Sekiz antimikrobiyal ajana karşı direnç disk difüzyon yöntemi ile araştırıldı.

Bulgular: Çalışmada %15.2 (94/620) oranında Enterococcus spp. izole edilirken; bunların %9.6’sının (9/94) Enterococcus hirae ve %5.3 (5/94)’ünün Enterococcus durans olduğu belirlendi. Toplam 14 izolatın ampisilin, penisilin, vankomisin, siprofloksasin ve kloramfenikole duyarlı oldukları belirlendi. Ancak izolatların %57.1’i (8/14) tetrasiklin, %42.9’u (6/14) eritromisin, %21.4’ü (3/14) gentamisin dirençliydi.

Öneri: Enterococcus durans ve Enterococcus hirae gibi klinik önemleri gittikçe artan enterokok türlerinin identifikasyonunda tür spesifik primerler kullanılarak gerçekleştirilen polimeraz zincir reaksiyonunun (PZR) faydalı olduğu sonucuna varıldı. Enterococcus faecalis ve Enterococcus faecium dışındaki enterokok türlerine de önem verilmeli ve antimikrobiyal direncin izlenmesi yalnızca bu iki ana tür ile kısıtlanmamalıdır. Bu iki enterokok türünün virulens faktörleri ve antibiyotik direnç genlerinin belirlenmesi üzerine yapılacak olan çalışmaların bu mikroorganizmaların patogenezlerinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.